Mood Player

16 Nisan 2015 Perşembe

Throwback Thursday: Kames Top

Selamlar olsun bütün nostaljiseverler!

Bugün havaların güzel olmasından mütevellit aklıma bu konu geldi itiraf ediyorum. Dizlerimin, oramın, buramın top oynarken yara içinde kaldığı güzel günleri düşündüm bir an. Mazoşist falan değilim tabi ki dağılmayalım. Oturduğum yerde hala dışarıda oynamayı unutmamış birkaç çocuk var. Bana şimdiki bebeleri düşündükçe çok ekstrem geliyor onları izlemek. Yani adamların elinde ne bir tablet, ne bir telefon var sonuçta. Bütün gün 3-4 kişi top oynayıp, birbirlerinin peşinden koşup, oyunlar oynayıp duruyorlar. Aferin çocuklar. Kendinizi ruhsuz aletler yerine kendi akranlarınızın oyunlarına teslim etmenizi alkışlarla karşılıyorum. İleride faydasını görürsünüz bunun. Her neyse.

Sokakta oynayanların aklına ilk gelecek şeylerden biride tabi ki "top". Şimdi top deyip de geçmeyelim sevimsizler. Bir top ne kadar iyiyse oyun o kadar güzel olabilir. Mesela plastik bir topla maç yapmak işkencedir. Vurduğunuzda top saçma sapan yerlere gidebilir, asla düzgün kontrol edilemediğinden kan davası tadında kavgalara sebep olur ve en önemlisi çabuk patlar. Kızlarla ortada sıçan falan oynuyorsanız bu top bir nebze iş görebilir ama mahallede bir Real Madrid kurmanıza asla müsaade etmez. Meşin toplar da zamanın pahalı oyuncaklarından olduğundan ve çevresel yıkımlara (yöneticinin camını kırıp papara yeme, yoldan geçen şanslı bir ebeveynin beynine nişanlama vs.) sebebiyet verdiğinden ancak belirli ağabeylerde olurdu. Yani Force'u öyle herkes kullanamaz arkadaş!

Peki geriye ne kalıyor? Aha da bu halk kahramanı kalıyor...

Dırırıttırıııııt!

İşte sonraki seneler çıkacak olan Fevernova, Roteiro gibi toplara alternatif olarak sokak çocuklarının elindeki en büyük cevher. Plastik gibi gözükse bile tam da plastik olmayan, özellikle soğuk havalarda muhtelif yerlerinize yediğinizde cehennem ateşi gibi yapan çocukluğumuzun efsanesi o top, işte bu top. Bu gözler bu toplarla ilgili neler gördü neler...Bir de bilenler bilir bu bir patlamadı mıydı mahalleye terör saldırısı düzenlendi zannederdi herkes. Öyle bir gürültüyle patlardı ki 10 dakika kimse konuşamazdı. Şunu da belirtmek lazım patlatması çok zordur bu şerefsiz topu. Genelde minik bir hale gelir hava kaçıra kaçıra. Öyle de gayet kullanışlıdır. Evde türlü sorunlar yaratabilirsiniz. Ben annemin resim tuvaline vole çekmiştim mesela. Sonrası çocukluğumun pek de hoşlanarak hatırladığım kısımlarında yer almıyor sevimsizler...

Dediğim gibi patlaması çok zordur genelde. Ben de nasıl şahit oldum bu olaya onu anlatayım; evim minibüs yolunda yakındı. Perşembe günleri pazar kurulacağı zamanlar haliyle kamyonlar pazar yerine yakın sokakları işgal ediyor. Bizim için güzel oluyordu gerçi saklambaç oynarken. Tırmanıp içlerine atlardık mesela. Her neyse bir akşam üzeri yine son derece önemli bir maç anıydı. Kan, gön yaşı, ışıklı ayakkabı, ne ararsanız vardı savaş alanında. Sokağa giren bir kamyonete doğru yuvarlanmaya başlamıştı Kames'imiz. Daha sonra kamyonun altında gözden kayboluverdi. Meraklı bakışlar birbirini süzerken "BAAAAAM!" diye bir ses yankılandı sokağın her yerinde. Sonrasında bir arkadaşımın "KAÇIIIIIN!" feryatlarını hatırlıyorum. Daha sonra Stalingrad'ın en içlerine doğru çekildik...Şaka bir yana cidden sağlam çıkarır. Kulaklarında hissedenler olmuştur belki.

Bugünkü "geriyefırlatma" konusu olarak (buna böyle derken çok gülüyorum niyeyse) önemli bir kilometre taşını daha geride bırakmanın gururunu yaşıyorum. Saygı duruşuna geçmeden önce bu topa yumurta topuk kunduralarıyla aşırtma vurmaya çalışan mahalle ağabeyleriniz gelsin gözlerinizin önüne olur mu? Yarın öbür gün selamlaşırken gülersiniz bol bol. Ya da öyle her şeye gülmeyin siz yine de. Ehe. Kendinize iyi bakın gençler.

Görüşmek üzere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder