Mood Player

20 Mart 2015 Cuma

Eski Number 1 TV, Yabancı Müzik ve Pepsi Mega 5 Günleri

Yeniden selamlar olsun size sevgili nostaljisever dostlarım. Of bee. Ali Rıza Binboğa gibi girdim yemin ediyorum. Durun dağılmayın sakın ha.

Bugünkü yazımda sizlere bir dönemin kaliteli müzik dinleyebilmesini sağlamış güzel bir kanal ve programdan bahsedeceğim. Dönem de gayet güzel bir dönemdi elbette ki. Ama döneme uygun olarak bir şeyler yapmaya çabalayan bazı kurumlar var ki, insanın aklının bir köşesinde kalıveriyor her zaman olduğu. Bunun zaten değişmez bir kaide olduğunu düşünüyorum. Eğer ki globelleşip hepten boka saran güzelim yerküremizde bazı şeylere ayak uyduramayıp yok olup gitsen de, doğru yaptığın şeyler ile 3-5 insanın aklında kalabiliyorsun. Ben o 3-5 insandan biriyim şahsen. Ve sizlere kendi çapımda bu durumun güzelliklerinden bahsedip, şimdiyle karşılaştırmalı düşünmenizi sağlamak istiyorum. Eğer izin verirseniz. Ne demek izin vermiyorum!? O zaman buyur seks-i memnu izle. TV'de tekrarları vermiş. Haydi ufaktan başlayalım...

Number 1 TV'yi kaç kişi hatırlar? Tamam şu anda da yayında olduğunu biliyorum elbette ki. Ama benim bahsettiğim öyle NR1 değil. Hani ilk zamanlarını falan. Baya böyle ekranın sağ üstünde koca koca beyazla Number 1 TV yazardı. Maalesef görsel bulamadığım için size o Samanyolu kadar logoyu gösteremiyorum ama belki hatırlayanlar çıkar. Severdim şahsen.

Normalde biz, Türk pop müziği olarak şanslıydık. Özellikle 90'larda yapılan aranjmanlarla Türk pop müziğinde gerçekten inanılmaz şarkılar yapıldı. Hepsini dinlemek de çok çok büyük keyif oldu. Bir o kadar güzel klipler çekildi. Düşünün ki ilk eurodance örneğini bile gördük o dönemde biz (Mustafa Sandal - Dokunsana). Bu bakımdan çok şükür müzik dinlemek için bir sıkıntı çekmedik. Peki iş yabancı müziğe gelince? Daha doğrusu yabancı müziği yurdum insanı ile harmanlamak için bir katalizör görevi üstlenmeye gelince ne oldu? "Devamı Sıdıka dizinden hemen sonra burada açılayacağım." demeyi çok isterdim. Ama diyemiyorum. Devam ediyorum dolayısıyla.

Bu kısma bir "az sonra" vereyim istedim çünkü potansiyel kanallar izleme şansı doğmuştu insanlara. Nasıl olmuştu bu? Söyleyeyim; kablo TV ile. Kablolu yayın da diyebilirsiniz fark etmez. Çok daha fazla kanalı anteni ayarlamakla uğraşıp akabinde çatıdan düşüp ölmeden veya sakat kalmadan izleyebilmeye başladı insanlar. Tabi ki herkesin sebeplenebildiği bir uygulama değildi bu. Nasıl ki şu anda kimimizin evlerinde dijital platformlar var kimimizin yok, bu da öyle bir durumdu. Dijital platform diyince aklına hemen Cine5, Teleon gibi bir nesli sakat bırakan demirbaşlar gelen olmuştur. İleride abicim ileride. Onlardan da bahsedeceğim. Hemen heyecanlanmayın. Az değilsiniz.

Dediğim gibi bu imkana sahip insanlar biraz dizilerin çoğalmasıyla olsun biraz da yabancı kanallarla birlikte daha da çok yabancı müzik dinleme fırsatı bulmuş oldular. Aslında baktığımızda bu anlamda dünya ile etkileşime girmek gayet güzel bir durum. Çünkü o zamanlar gerçekten de ülkemizde dünya çapında işler dönüyordu. O derece bir kalite vardı. Emek vardı her şeyden önce. Şimdiki gibi seni çüküme takarım orada bilmem kaç tur atarım durumları yoktu yani.

Gel zaman git zaman bu yabancı kanallar sayesinde yabancı müzik hepten yurdum insanına yayılır oldu. Gerçi hiçbiri bir TRT1'de yayınlanan Pop Saati değil tabi. Onu geçelim o yüzden ve ekleyelim. Hatta belli başlı kitleler içinde ayrıldı bu kanallar. Nasıl ayrıldı? Destekçileri bile oluştu denilebilir. Bir hatırlayalım bunları başlıca. VH1, MTV ve gençlik programlarına sıkça yer veren NBC'yi başlıca konumda sayabiliriz. Bir de kitlesel olarak, görsel halde verelim de hatırlaması daha kolay olsun.
Üst düzey yabancı müzik dinlediği düşünülen abla ve ağabeylerin kanalı

Nispeten ergenlerin eğlence kaynağı olan MTV



Çeşit çeşit programlarıyla gençleri kilitleyen NBC

Topraklarımızda Number 1 TV gerçekten zamanının doğru politikasıyla dönemde bu dev kanallara alternatif olabilmeyi başarmıştı. Kendini iyiden iyiye geç dimağlara kabul ettirmişti. İşte bunun en büyük örneklerinden birini anlatmaya geldi sıra. Pepsi Mega 5 listesi.

DİNAMİK VE SAMİMİ

Number 1 TV'nin şöyle de bir artısı vardı her şeyden önce. O da içinde bulundurduğu VJ kadrosu idi. Çünkü gerçekten zamanın en iyi VJ'leri oradaydı diyebiliriz ve kanalın gelişiminde doğrudan etkili oldukları da su götürmez bir gerçek. Tabi ki formatlar olsun, kanal içi politakalar olsun başarılıydı evet ama bunların seyircilere ulaşmasını sağlayan messengerlar da ciddi anlamda iyiydi.

Kimdi peki bu yabancı müzikle tanışmamızda önemli rol oynayan ablalar ve ağabeyler. Bir sıralayalım. Pınar Karpuzoğlu, Emre Başıbüyük, Selin Türkoğlu ve pek tabi ki Burçin Acer.

Onları gün boyunca ekranda görüşümüzün yanı sıra bir de hepsini bir arada Ericsson Life isimli programda izlerdik. O format da nispeten başarılı olduğunu düşündüğüm, sonraki günümüz uygulamaları ile içine sıçılan bir hatıra oldu. (bkz. Multiplayer - MTV[tr])

Gel gelelim Pepsi Mega 5'e. Nedir bu? Kolalı bir şey mi? Oha kolalı jelibon seviyor musunuz bu arada? Sevmeyen sayfayı terk edebilir. Hiç sıkıntı yok. Neyse çok dağılmadan tabi ki jelibondan veya koladan bağımsız bir program olduğunu dile getirelim ilk önce. Sadece sponsorluk, bana para ver olayları bunlar. Çok üzerinde durmaya gerek yok. Hele zaten Coca-Cola'cılar en enteresan yerleri ile gülmüşlerdir bu isme. Kimse kusura bakmasın. Nitekim bu program, son derece güzel bir aparatif olmuştu bize gün içerisinde. Ticari kaygı gütse bile bunu bertaraf ediyor, o yıllardaki samimiyeti için pek üzerinde durmamayı tercih ediyorum. Şahsen okuldan geliş saatlerime de rastladığı için güzel bir sunum ve güzel bir müzik keyfi yaşatıyordu bana. Yabancı müzik ile olan samimiyetimi de körüklüyor idi hafiften. Programda da daha çok Burçin Acer'i görüyorduk. O zamanlar tabi saçları falan var böyle. Her an kaset çıkarıp ünlü olacak bir popçu edasıyla sunardı programı. Zannımca benim aklımda kalmasının en efektif nedenlerinden biri de odur. Ama bence işini gayet iyi yaptı, yapıyor. En azından görsel medyada zamanında böyle insanların olması bence geçmişimiz adına bir artı. Hele şu anki geldiğimiz felaket durumu düşünürsek...

Velhasıl, bu kurumun gerek çalışanları gerekse insanlara yabancı müziği sevdirmeyi ilke edinmesi her zaman hoşuma gitti ve takdirimi topladı. Ben de naçizane, bu yazımda böyle bir konu edindim. Sonuçta eskiden çoğumuzun okuldan gelir gelmez sokağa çıkmadan bi Number 1 TV açıp, azıcık kafa dağıttığı olmuştur diye düşünüyorum. En azından bu yazıyı okuduğunuzda, şu an elinizdeki imkanlardan bağımsız düşünerek bir kıyaslama yapın. Eminim faydasını göreceksiniz.

Ha gitmeden; bam telinize sürttürüp de öyle gideyim. O kadar Pepsi Mega 5 dedik dedik anlattık. En uzun süre 1 numarada kalan şarkıyı hatırlayan var mıdır, bilemiyorum. Ama ben size bir ip ucu vereyim de öyle defolup gideyim. Gelsin madem...

Hehehe...

Nostaljiyle kalın, hoşçakalın sevimsizler.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder