Mood Player

3 Haziran 2015 Çarşamba

Eurodance Nedir? (Top 50 Listesiyle Birlikte)

Merhabalar sevgili sevimsizler.

Haziran ayının bu güzel günlerinde keyfiniz nasıl? Çocukluğumuzda bu aylar pek kıymetli olurdu bilirsiniz. Önlükler bir kenara atılmaya başlanmış, dondurma mevsimi gelmiş, akşam ezanı saati daha ötelenmiş olduğundan yüreklerde volkanik patlamalar olurdu. Bu güzel aylarda mahalledeki apartmanların açık olan camlarından -ki özellikle de içeride ergen ağabeyler, ablalar varsa- çok güzel tonlu müzikler yükselirdi. Kimi zaman oynarken bu seslere kapılır, kimi zaman o camları altında bir daha duymak için beklerdik.

İşte şimdi bugün, bu yazıda o güzel müziklere geri dönüyoruz. Bugün dünyanın en güzel kuşağına hükmetmiş olan Eurodance akımıyla karşınızdayım güzel ama sevimli olmayan kardeşlerim. Dolayısıyla bu çok ciddi konuyu, çok güzel bir şekilde irdeleyeceğim. Bir dönemi kasıp kavurdu hakkıyla. Kiminiz yaz aylarında diskolarda duydu, kiminiz büyüklerinin doldurma kasetlerinde, kiminiz TRT'nin yaptığı Pop Saati programında. Ama kulağınızdan hiç gitmedi, gitmeyecek melodilerdi bunlar. Şimdi ışıkları yakın, renkli kıyafetlerinizi giyin ve zaman makinesine atlayın. Bu 10 senelik periyotu şöyle bir güzel inceleyelim!

EURODANCE NEDİR?

Eurodance tanım olarak 90'ların başında hatta direkt 1990'da Avrupa'da ortaya çıkan, pop müziğe kendi içerisinde bir alternatif olmuş, genel anlamdaki pop müzikten çok daha hızlı beatlere sahip olan, muhteşem bayan vokalleri ve çeşitli bass soundlar ile icra edilen müzik türüdür. Synthpop, Bubblegum dance, Europop da diğer isimleri olarak belleklerde yer etmiştir. Buna tabiri caizse "ölüyü dirilten tür" diyoruz.

Her ne kadar elektronik bir müzik türü olsa da, günümüzdeki rezalet hapçı müzikleri ile -müzik diyorum affedin- uzaktan yakından alakası yoktur. Buram buram kalite kokar. Bu dönemdeki her bir parça aranjman harikasıdır. En basitinden sadece tek bir single ile tutulduktan sonra o parçanın 5 farklı hali ile maxi single çıkarmış bir sürü grup vardır bu dönem içerisinde.

1990-2000 yılları arasında sürdüğünü söylersek hiç de yanılmış olmayız. Çünkü akım tam anlamıyla 2000'de noktalıyor hayatını. Ondan sonra başka bir şekle bürünmeye başlıyor müzik piyasası. Ağırlık alternatif rock ve hip hop şeklinde.

Diyar Diyar Eurodance İsimli Programa Hoşgeldiniz


AKIMIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ, ÖNCÜLERİ

Öyle dedik böyle dedik bu akımla ilgili. Çok güzeldir, pek hoştur, insanı alır 90'lara anında ışınlar dedik. Peki kim kardeşim bu akımın öncüleri? Nasıl ortaya çıktı bu akım? Kimin güzel aklına geldi de bizi bununla buluşturdu? Cevap versene ayı diyeceksiniz. O konuda da aydınlanalım.

Akımın girişi olarak bahsedeceğimiz ilk parça tabi ki çok çok ünlü. Bu türün ilki olmasına rağmen hem çok kıymetli hem de ciddi anlamda çok başarılı. Neyden mi bahsediyorum? Tabi ki de Tehcnothronic "Pump Up The Jam". Belçikalı bu muhteşem grubun hayatları boyunca gurur duyacağı en büyük iş. Yine de dünyada ondan daha çok ses getiren ve kimilerine göre asıl başlangıç sayılabilecek olan bir parça daha var. Hangisi mi? Biraz merak mı etseniz ya. Öyle her şeyi söylemekle olmaz ki kardeşim. Ama hadi söyleyelim bu seferlik.

"I GOT THE POWAAAH!" diyince aklınıza ne geliyor? Belki I Got The Power desem daha insan gibi, o zaman zihninizde bir şeyler görürsünüz. Öncelikle Edip Akbayram saçlı siyahi bir ağabeyimiz belirir zihninizde. Takım elbisesiyle falan. Kırmızı ayakkabıları da çekmiş. Sonra da anlarsınız ki haa SNAP! ten bahsediyor bu davaro. Evet arkadaşlar. Akımın direkt olarak çıkış noktası SNAP! grubunun "The Power" isimli muhteşem parçası olmuştur. Aylarca bir numaradaki yerini koruyarak Eurodance akımına start vermiş ve dünyayı çok eğlenceli bir döneme sokmuştur. Yani Alman topraklarından doğuyor bu akım. İşte bu yüzden Almanlar özellikle Eurodance'in yanı sıra house musicte falan da çok çok iyiler. Herhalde bu adamların geninde var bilemiyorum orasını. Ama cidden çok güzel işler yaptılar akımın süresi boyunca. 1990 yılı bu yüzden ekstra bir öneme bindi.

Bu hızlı girişten sonra 1992 yılında, bana kalırsa akımın çok uzak ara en iyi şarkısı olan ve dünyada en fazla "official remix" e sahip parçası "Push The Feeling On" giriyor piyasanın içinde. Yine Alman bir grup olan Nightcrawlers'ın insanlığa hediyesi. Gerçekten bu parçayı tarif edecek herhangi bir kelime bulabileceğimi pek zannetmiyorum. Çıktıktan sonra tüm world chart içinde en uzun süre 1 numarada kalmış şarkılardan biri zaten. Zimbabwe'de bile bu şarkıyla dans edenler kesinlikle mevcuttur. Benim de kulaklarıma giriş yaptığı anda beynimden vurulmuşa dönüp, çocukluğun verdiği etkiyle az hoplayıp zıplamadım değil hani. Kilometre taşı diyebileceğimiz çok önemli bir yapıt oldu akım adına ve bundan sonra gelecek bütün parçaların içeriğini belirledi. Gerek bass olsun, gerek Eurodance snyth dediğimiz o akıma özgü derin melodi olsun her şeyiyle 4 4'lük bir parça olmayı başarmıştı.

Yıl 1993'ü gösterdiği zaman yine hepimiz çok sevdiği, denk getirebildiğimiz zaman "WHAT IS LOOOOVE" diye haykırdığımız muhteşem parça düşüverdi ortalığa. Tabi ki yine Almanya'dan. Ama öyle böyle bir şarkı değil. Yıktı geçti milleti. Filmlerde mi görmedik, programlarda mı çalmadı...Her yerde vardı bu parça. Günümüzde bile dünya kadar şakası dönüp duruyor. Ama benden size öneri o şakaları bir kenara bırakın, gözlerinizi kapatıp şarkıyı başlatın, içindeki melodilerde kaybolun. Emin olun iyi gelecektir. Karşımızda Haddaway.
Haddaway - What Is Love Cover (1993)

Derken sol kulvardan SNAP! yine çok hızlı bir atağa kalkıp "Rhythm Is a Dancer" ile birlikte öyle bir geliyor ki, anam anam anam. Ortalık yine toz duman. Eurodance artık iyice kana karışmış, herkes yeni bir şeyler bekler olmuş. Müzik kültüründe oldukça kaliteli bir dönem artık kuyruklu yıldız gibi parlar olmuştu. Hele ki alışıldık tarzlarını iyice benimsetmeleri zaten apayrı bir güzellikti sevimsizler.

Geçelim yavaştan 1994 yılına. Her yıl üstüne koyarak devam eden bu akım yine hakkını veren işlerle karşımıza çıktı. Genelde yaz aylarının başında kendini gösterse de kışın bile revaçta olan şarkılardı bunlar. Ama bu yıl içerisinde çıkıp da hala dillerimizde olan çok önemli bir başyapıt var. Bahsettiğim şey tabi ki Reel 2 Reel'in "I Like To Move It" isimli şahane parçası. Times Meydanı'nda elinde bastonuyla bağıra çağıra melodinin etkisinde yaptığı saçma hareketler çok sevilmişti ve onu aylarca 1 numaraya taşımayı başarmıştı. Yetmedi o senenin de en çok satılan albümü yaptı. Her ne kadar Reggae altyapılı da olsa bu da Amerika'nın bir kıyağı oldu Eurodance'e.
Reel 2 Reel - I Like To Move It Set (1994)
Bu sene içinde Fun Factory grubuna da bir parantez açmamak olmaz. Takdir edersiniz ki onlarda Alman. Hitler, en azından Eurodance bazında Üstün Alman Irkı projesini gerçekleştirmiş diyebiliriz bence. "Pain" adlı şarkıları inanılmaz sevildi. Eurodance'in en hızlı şarkılarından biri oldu. Hatta belki de en hızlısı. Dinlerken bile başı dönüyor insanın. Bu yüzden bahsetmesem büyük üzüntü duyardım sevgili nasyonel sosyalist sevimsizler. Aynı zamanda Corona'yı da unutmamak lazım. "Rhythm of the Night" şarkılarıyla İtalya'nın gelecekte Eurodance'te nasıl patlayacağının öncüsü oldular. Onlar da bu bakımdan oldukça önemli ve başarılı bir şekilde taşıdılar bu bayrağı.

Ve 1995. Eurodance en büyük sıçramasını akımın en güzel bayan sesiyle yapacak. İnanılmaz güzel bir sesti gerçekten Melanie Thornton. -di diyorum üzülerek çünkü kendisini 2001 yılında bir uçak kazasında kaybettik. Bu akımın gerektiği ve layık olduğu seviyeye gelmesindeki en önemli gruplardan biri Alman-Amerikan ortak yapımı La Bouche'dur. Kumaşı tastamam oturtmuşlardır. Muhteşem bassların, synthlerin içerisinde bir de Melanie Thornton olunca çoğu çevreye göre en iyi Eurodance grubu olmaları kaçınılmaz oldu. Piyasa da Sweet Dreams albümlerindeki "Be My Lover" şarkıları ile daldılar. Dalış o dalış. Adeta yıktı geçtiler ortalığı. Her dinlendiğinde tüyleri diken diken eden, gerek eski yaz aşklarınızı, gerek kasete çekip odada dinlediğiniz günleri, gerekse mahallenizde oynadığınız oyunlar için koskocaman bir zaman makinesi oldu tek başına. Hemen arkasından da "Sweet Dreams" ile geldiler zaten. Listelerde gördükleri en kötü rakam 1 idi. Son derece hak edilmiş başarılara imza attılar. Bize düşen saygıyla anıp, dinlemek oluyor.
La Bouche - Sweet Dreams Cover (1995)
Bu sene içerisinde geçilen güzel kıyaklardan biri de haliyle John Scatman'in efsane "Scatman" parçası. Durduk yere bir anda "BİİİBAPBAPBARABBOP" diye bağırmanıza sebep olan o manyak şarkı. İnsanlara farklı gelmesinden midir, yoksa harbiden orijinal olmasından mıdır pek sevilmiştir. Yazımızda da bıyıklarıyla yerini almış oldu. Huzur içinde yatsın.

1996 yılına geldiğimizde öne çıkan iki muhteşem parça var. İlki çok tatlı bir sesle kulaklarımıza huzur veren İtalyan grup Gala. Dillerden düşmeyen, Blendax reklamlarına bile yapışmış muhteşem şarkıları "Freed From Desire" ile 2 numaradan giriş yapıyorlar müzik listelerine. Fakat bence 1 numaradaki şarkıdan daha çok hak etmiştir o yeri. Sadece İtalya'da 1 numara olabilmiştir. Gelelim 1 numaraya. Çılgın Bediş desem kaçınız söyle bir sırtarır. Bilirsiniz ne çok severlerdi diskoya gitmeyi Necmi Dede'si ve arkadaşlarıyla birlikte. Hani onların çok sevdiği bir şarkı vardır. Birçok kez duymuşuzdur izlerken. Biliyorum bazı sevimsizler çoktan "YAA YAA YEE KOKO CAMBO YAA YAA YEEE" demeye başladılar bile. Aynen öyle dostlar. 96 senesinin 1 numarası Alman grup Mr. President'in "Coco Jambo" şarkısı. Güzide ülkemizin anaokullarına kadar sızmıştır bu Eurodance klasiği. Dinleyen herkesin kafasında bir "aaa, anaa" gibi nidalara sebep olmuştur. Saygımız sonsuz.

1997 senesi kısmen durgun olsa da Alexia bu dönemde gayet başarılıydı. Ice MC'nin eski vokalistlerinden olan bu İtalyan bayan o kadar zamanı boşa harcamadığını gösteriyor ve "Fan Club" albümüyle gayet başarılı bir Eurodance denemesi çıkartıyor. Keyifle dinlenilesi.

1998 yılına geldiğimizde akıma takviye olarak taze kanlar devam ediyordu. Bunlardan biri de tabi ki Basshunter oldu. "All I Ever Wanted" ile son derece başarılı bir giriş yaptı müzik listelerine. Yarışmamıza İsveç'ten katılan bu dj, puanları sarı masaya kazandırmakta oldukça istekliydi ve öyle de oldu. Başarılı bir grafik yakaladı ve bunu ilerleyen senelerde de devam ettirdi. Ama 1998 yılını asıl sallayan grup ATC oldu. Almanya'dan çığ gibi düşen grup Eurodance'in daha ölmediğini göstererek "All Around the World (La la la la la)" isimli şarkılarıyla listeleri kasıp kavurdu. Ülkemizde lunaparkların vazgeçilmezi haline geldi. Bu grupla ilgili bence en önemli olay şu; Eurodance ruhunu tekrar hortlattılar. Hem de ne hortlatma. 98 yılında yapılmasına rağmen ilk dönem Eurodance parçalarından hiçbir farkı olmayan bir parçaydı. Hala da son derece sevilen bir şarkıdır.
ATC -A Touch of Class- (1998)
Gelelim 1999'a. "Europop" albümüyle hayatımıza giren Eiffel 65 isimli İtalyan grup adeta Eurodance'e ikinci baharını yaşatıp çığır açtı. Akımın ömrünü bir nebze olsun uzattılar diyebiliriz. "Blue" isimli, bol mavi adamlı, uzay konseptli müthiş şarkılarıyla ortalığı bir güzel salladılar. Hala dabe daa dabe daa diye zihinlerde yerini ilk günkü gibi koruyan bu muhteşem klasik, Eiffel 65'ın müzik dünyasına geçtiği 10 üzerinden 11 olarak nitelendirilebilecek bir kıyak oldu. Çok geçmeden "Move Your Body" i çıkardılar ve yakaladıkları orijinal tarza o şarkı ile de devam ettiler.

Millenium'a girişte artık müzik piyasası değişiyor ve Eurodance dönemi sona eriyordu. Her ne kadar tek tük denemeler de olsa hiçbir zaman o eski, o orijinal tadı veren şarkılar bir türlü yakalanamadı. O kalite bir daha hiçbir şekilde geri gelmedi. Değişen ve gelişen zamanla doğru orantılı bir başkalaşım yaşayan müzik piyasası bir anda 90'ları ve Eurodance'i unutuverdi maalesef. Töre dizisi gibi bağlamak istemiyorum ama durum bu oldu sevimsizler. Hala çoğu insanın gönlünde taht kurduğu için bu unutuluş çok da önemli değil açıkçası. Şimdi daha ilginç bir yere zıplayalım ister misiniz? Türkiye'de eurodance oldu mu?

TÜRKİYE'DE İLK VE TEK EURODANCE DENEMESİ

90'larda son derece kaliteli aranjmanlar olduğunu biliyoruz Türk pop müziğinde. Hele ki şu içinde bulunduğumuz pop müzik piyasası için tek kelime nefes harcamaya bile gerek yok. Embesiller sürüsü. Elle tutulur bir tane şarkı yok. İnsanlar nasıl bu çöpleri dinleyip duruyor derdim ama yok arkadaş. Bizim insanımız tam da bugünkü kepaze pop müziğini hak ediyor. Neyse boklarında boğulsunlar diyip asıl konumuza geçelim.

Eurodance'in Türkiye'de 1 tanecik de olsa bir örneği var arkadaşlar. Ve emin olun öyle boş beleş, dikkate alınmayacak bir örnek değil. Aksine resmen dünya kalitesinde, son derece ince bir Eurodance şarkısıdır kendisi. Tabi icra edenin aileden beridir müzikle uğraşması, mutfaktan gelmesi de bu durumu törpülüyor. Daha fazla uzatmadan ismi açıklayalım. Mustafa Sandal...

Evet sevimsizler. Yaşlanmazgillerin bir numaralı ismi Mustafa Sandal'ın ilk albümü olan -ki bence kendisi en iyi Türk pop müziği albümüdür- 1994 yılındaki "Suç Bende" albümünde "Dokunsana" diye bir şarkı var. Size yemin ediyorum, ben bu işten biraz anlıyorsam ortalamanın gayet üstünde bir Eurodance denemesi. Kendisini böyle bir şey yaptığı için tebrik ediyor ve bir nebze de olsa gurur duyuyorum. Sıklıkla eskilere gidip dinlediğim bir şarkı olmuştur kendisi. Müzik bilgisine, kültürüne sağlık diyelim Musti'nin.

Şimdi söz verdiğim top 50 listesini de yazıp konuyu kapatacağım. Siz ne derece dinlersiniz, ne yaparsınız, ne edersiniz size kalmış dostlarım. Kaliteli müzik seven herkese sevgilerimle...

TOP 50 LIST

1) Nightcrawlers - Push The Feeling On
2) Captain Hollywood Project - More And More
3) La Bouche - Sweet Dreams
4) SNAP! - Rhythm Is a Dancer
5) Haddaway - What Is Love
6) Dr. Alban - Sing Hallelujah
7) Fun Factory - Pain
8) La Bouche - Be My Lover
9) Mr. President - Coco Jambo
10) Ice MC - It's a Rainy Day
11) BG The Prince Of Rap - The Power of Rhythm
12) Corona - Rhythm of the Night
13) Gala - Freed From Desire
14) Culture Beat - Mr. Vain
15) John Scatman - Scatman
16) Venga Boys - Boom Boom Boom Boom
17) Magic Affair - Omen
18) ATC - All Around the World
19) SNAP! - Power
20) Technothronic - Pump Up the Jam
21) Blümchen - Boomerang
22) U96 - Das Boot
23) Cappella - Move On Baby
24) Eiffel 65 - Blue
25) Eiffel 65 - Move Your Body
26) Amber - This is Your Night
27) Basshunter - All I Ever Wanted
28) E Rotic - Max Don't Have Sex With Your Ex
29) 2 Unlimited - Twilight Zone
30) Alexia - Uh La La La
31) Black Rose - Melody
32) Loft - Love Is Magic
33) Hit the Floor - Energizer
34) Double You - Run To Me
35) Centory - Point of No Return
36) Sash - Ecuador
37) Double Dare - We Belong
38) Baby D - Let Me Be Your Fantasy
39) N Trance - Set You Free
40) JX - Sonf of a Gun
41) Masterboy - Feel the Heat of the Night
42) Basic Element - Secret Love
43) Dune - Can't Stop Raving
44) Activate - Let the Rhythm Take Control
45) Whigfield - Saturday Night
46) Strike - U Sure Do
47) Jinny - One More Time (Night Mix)
48) Alex Party - Don't Give Me Your Life
49) Critical Mass - Burning Down
50) Interactive - Forever Young

Bir dahaki yazıda görüşene kadar kendinize iyi bakın sevimsizler. Umuyorum sizi biraz olsun eskilere götürebildim. Nostalji aşkınız için ve zamanınız için müteşekkirim.

Haydi eyvallah!

4 yorum:

  1. Hocam on numara yazı olmuş eline sağlık. Modern talking ve falco ile başlayan muzik sevdam eurodans ile zirve yapmıştı. Spotify 'da favori parçalarım hep bunlardan oluşmuştur. Yalnız eurodans'a girermi bilmiyorum ancak C&C Music Factory, Co.Ro ve Dj Valium'um da iyi parçaları vardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murat selam. Yorumun için teşekkür ederim öncelikle. C&C Music Factory ve Co.Ro'dan ziyade DJ Valium müthiş bir isim gerçekten. Hepsi de Eurodance ruhu taşıyor saydığın isimlerin. Keyifli dinlemeler.

      Sil
  2. Sağol teşekkürler...
    Benim de listemde snap bu işin başrolündeki grup olmuştur. Zamanında snap ve C&C music factory 'i sürekli kıyaslardım. Shamen'i hiç dinledin mi şiddetle tavsiye ederim. Listede görmediğim için yazıyorum. Capella, culture beat ve black box'ın birden fazla muhteşem hitleri vardır.

    YanıtlaSil
  3. Snap- cult of snap
    Black box- fantasy( sözleri muhteşemdir)
    Co.Ro- Because the night
    Bir de capella, black box ve c&c mf gruplarının bayan vokalistleri hep çakmaymış. ( bkz martha wash)

    YanıtlaSil