Mood Player

6 Eylül 2015 Pazar

En Delikanlı Oyuncak: Action Man

Merhabalar arkadaşlar.

Eylül yüzünü göstermiş bulunuyor şu sıra. Sonrasında da ne kadar ilginçtir ki Ekim geliyor. Yazının ilk cümlesini öyle yazınca "ay şimdi Eylül'le ilgili şiirli bir şeyler yazacak" diyenler olmuş mudur acaba? Gönül dostları sayfası mı burası lan? Herhalde yazmayacağım. Bilakis, bugün son derece Rambovari bir tutumla başlayacağız. Ona göre hizaya geçelim sevimsizler.

Gerek yakın çevrem olsun gerekse google plus üzerinden olsun bir şekilde blog ile ilgili feedbacklerinizi alıyorum. İtiraf etmeyelim bu son derece mutluluk verici. Evvela ilginiz için teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra bu fikirleri paylaşmaya devam etmeniz de benim açımdan gayet iyi olur kanaatindeyim. Değer verdiğiniz nostaljik konuları veya ögeleri benimle paylaşabilirsiniz. Bu etkileşim hoş. Ne derece devamı gelir artık size kalmış. Neyse fazla yüz göz olmayalım. Biraz konumuza dönelim değil mi ama?

Bugünkü konumuz 90'lar için önemli bir civanmert sayılabilecek olan ekşınmen nam-ı diğer Action Man. Kendisi kapitalizmin başarılı dayatmalarından biri olmuştur topraklarımızda. Ben de büyüyünce üzüldüm durumun böyle olmasına tabi ki. Ama bu bir dönemi parmağında oynattığı gerçeğini değiştirmiyor maalesef.
Yazıyı okumazsan seni fururum
SEN NERENİN ÇOCUĞUSUN?

Şimdi etimolojisine geçmeden önce ufak ufak biraz bizim ülkemizdeki popülerliğinden bahsetmek istiyorum size. Büyük marketlerin hangisine girseniz 10 metrelik raflarda bu arkadaşın envai çeşidinin sıralandığını görürdünüz. Kimileri anasına babasına bu oyuncak için salya sümük ağlar, kimileri de anasının babasının durumunu o yaşta bile bildiği için ses etmez başını eğer, geçerdi.

İnsan bir köşeden de şunu düşünüyor sevimsizler. Neden bizim bu Amerikan bebesine karşı bir Hulusi'miz ya da ne bileyim bir Rıfkı'mız yoktu, olamadı. Bu şuna benzer arkadaşlar. Aslanlar gibi Türk delikanlısı kendi muhitinde paşalar gibi takılmaktadır. Derken yakışıklı, temiz yüzlü, Rambo gibi bir Amerikan bebesi gelir mekana. Bütün ilgi O'na kayar. Neden? Çünkü o Amarikanyalı...

Yazıya bu şekilde biraz daha devam edersem elimde bir bardak çay ile uluyacağımı fark ettim o yüzden kendime geliyorum derhal. Ehe. Velhasıl son derece sevildi tabi. Çocuklar için güzel bir alternatif. Şimdilerde bok kadar veletlerin ellerinde tabletler, telefonlar, ipodlar falan var malum. Hepsi daha doğuştan zayiat oldu. Onlar için maalesef yapılacak hiçbir şey yok artık çok geç.

Malumunuz bu tür cisimler her zaman çocuklar için hayal gücünü geliştirici etmenler olmuştur. Şimdi gavurun dölü diye Action Man'in bu özelliğini görmezden gelmek olur mu? Olmaz sevimsizler. Yiğidi öldürelim ama hakkını da verelim zahmet olmazsa. Tabi hayal gücünü Action Man'i çırılçıplak soyup mahalledi Barbie bebeklerin peşinden koşturmak şeklinde geliştirmek gibi bir handikap da vardı. Ben mi? Yok ben yapmadım. Hiç bana bok atmayın...
Cevat Kelle konseptli Action Man

Bunun bir de gocukları heyecanlandırmak için kolunda bir dövmesi olurdu. Action'ın "A" si ile Man'in "M"sinin birleşiminden oluşan bir dövme idi. Ona bastığınızda işte ok mu fırlatır, ses mi çıkartır, elindeki bir şeyi mi sallar artık o parayı verdiğiniz modele göre değişirdi. Dönemin çocukları için güzel olaylar hani.

KİMSİN KİMLERDENSİN?

Nasıl ortaya çıktı peki? 1966'da İngiltere'de hayata geçiriliyor. Hasbro orijinli. İlk çıktığı zaman denizci, havacı ve karacı olarak sürülmüş piyasaya. Malum bunun yemediği bok yok. Daha sonra değişen zamanla birlikte O da değişti tabi. Silahlarından tutun kullandığı araçlara kadar hepsi modifikasyona uğradı zamanla doğru orantılı olarak. Yalnız bakın firma İngiliz sadece. Karakter bizim G.I. Joe olarak bildiğimiz psikopat askerleri konu ediniyor. Sapına kadar Amerika dayıyor size yani.

Bir de düşman daha doğrusu bir "villian" eklediler bu karakteri daha da etkin kılmak için. Reklam ve marketing olayını hiç söylemiyorum bile tabi. Fakat o karakter de gayet tutulmuştur. Öyle ki karakterin tarihçesi boyunca onunla ezeli rekabete girmiştir sürekli olarak. İsmi de Professor X'dir.
Mahallenin kötü ve gıcık bebelerini temsilen Prof X

Onun da sevenleri ile buluşmasından sonra yükselen pazar değeri beraberinde bir çizgi film serisi ve playstation oyunu da getirdi. İşte işin renginin nerelere vardığını hala anlamadıysanız artık rahat rahat idrak edebilirsiniz. Bir oyuncak ile başlayan macera hem çizgi film hem oyuna kadar vardırmıştı işi. Öyle ki sadece bizim ülkemizde 2000 yılında 1 milyondan fazla satılmış. Sanırsın Mustafa Sandal kaseti anasını satayım.

Gel zaman git zaman eski itibarı kalmadı tabi. Adını andığımızda, sıfatını gördüğümüzde bir eski dost siması olarak kaldı akıllarda. Ama bir dönemin Aynalı Tahir'i oldu her zaman. Bu yüzden de kendisini blogda misafir etmeden edemedim. Kendinize iyi bakın sevimsizler.

Gözlerinizden öpmüşem!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder