Mood Player

14 Temmuz 2015 Salı

Elm Sokağı ve Freddy

Uzun bir aradan sonra merhaba dostlar!

Malum tatil başladı. Dolayısıyla biraz salmışım blogu. Kusura bakmayınız efenim. Gerçi baksanız ne olacak lan? Alt tarafı biz bizeyiz burada. Aramızda böyle şeylerin lafı mı olur? Tabi ki olmaz. Biliyorum şimdi kızgın kumlardan, serin sulara atlayan bir yunus balığı gibisiniz. Kimileriniz ise hala dertli gönüllere giren müren balığı olmaya devam ediyor belki de. Etmeyin. Siz de azıcık çıkın negatifliğinizden. Ananızdan negatif mi doğdunuz?

Bugün önemli bir konuya parmak basacağız. Cidden önemlidir. "Allah'a Karşı Gelen Adamın Ateşler İçerisindeki İbretlik Öyküsü" diye bir STV başlığı atmak isterdim fakat üzgünüm. Bununla idare etmek zorundasınız. Başlıktanda anlaşılacağı gibi bugün Freddy Krueger bizimle birlikte olacak. Freddy, annesi, babası ve 16 kız kardeşi ile Gaziosmanpaşa'da ufak bir gecekonduda yaşıyor.

Zamanında uğruna pek alışveriş yapılmış bir filmdir. Genelde ülkemizdeki arşivleri Kanal D ve Star TV'nin elinde bu kült korku filminin. Çok beyaz kutu Efes Pilsen aldırmış, oldukça Ruffles tüketimine neden olmuştur. Kimi ağabeylerimiz bu film ayağına ekmek yemişler, kimi ablalarımız ip atlayamaz olmuşlardır. Toplumumuzda son derece sevilen Freddy'i birazcık daha yakından tanıyalım ister misiniz sevimsizler? İstersiniz. Çünkü başka bir seçeneğiniz yok.

Merhaba canım. Nasılsın?
KÜLT KORKU FİLMLERİ KUŞAĞINDA BU GECE
Şimdi biraz işin "künye"sini size aktarmak isterim sevgili nostaljikler. Bu manikürü gelmiş, fotürlü ağabeyimiz aslında bir çizgi roman kahramanı olarak çıkıyor ortalığa. Bu türe meraklı insanların kullandığı "antagonist" tabiri vardır. Genellikle kurgusal dünyalar için kurgulanan bir terimdir. Fred emmi tam olarak bu gruba giriyor. Fotürüne (fedora) aldanıp kahvede tavla atıyor zannedenler çok büyük yanılgı içerisindeler. Bir kere bunu bilin, ondan sonra devam edelim. Zira kendisi son derece acımasız, kesip biçmekte bir o kadar usta bir seri katil. Ama neden böyle oldu? Niçin bu yolu seçti? Azzz sonra...

Şimdi arkadaşlar öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum; Freddy Krueger bir Wes Craven yapımı. Yani bu spektaküler zihinden çıkmış. Dış görünüş olarak onu Ronnie James Dio pantolonunun dışında yeşil-kırmızı çizgili kazağı, şapkası ve uzun jiletlerden oluşan toynaklarıyla görüyoruz. Nur Yerlitaş'a bir sorun bakalım kuş kalkı... ölmüş mü kuş? Neyse. Elm Sokağı serisinin 9 filminde de gördük biz Freddy'i. O kadar çok gördük ki inanır mısınız bir enişte, bir dayı, bir amca gibi oldu. Bir öldü, bin doğdu. Her seferinde geri geldi. Şimdi biraz daha derinine iniyoruz konunun. Ama siz siz olun, sakın uyumayın...

Geceleri prime-time'dan sonra ülkemizde bol bol gösterildi kendisi. Kimi zaman ailecek izlendi, kimi zaman tek, kimi zamanda milleti yatırıp kumandanın sahibi olanların en büyük kankası oldu. Bir dipnot ekleyelim; Elm Sokağı dizi olarak da yayın hayatını bir müddet sürdürdü. Freddy belli olayları anlatırdı. Sanki Gerçek Kesit'i sunan Perihan Savaş gibi anlattığı için ben pek benimseyemedim. Hadi beni sallayın, millete de pek güzel gelmemiş ki fazla üstüne gidilmedi. En doğru kararı vermişler bu konuda tebrik etmek lazım.

Freddy Krueger kendi mahallesinde, yani Elm Sokağında gariban bir işçi gibi gözükse bile durum bundan çok farklıydı esasında. 20'den fazla çocuğu öldürdüğü düşünülüyordu. Öldürmüştü de. Ama mahkeme bunu ispatlayamadı ve Fred dayı serbest kaldı. Peki neden öldürdü o kadar çocuğu bu adam? Çünkü bir psikopattı. Hayır ne diyecektim başka yani? Mahkeme kararının çılgına döndürdüğü aileler Freddy'i yaşadığı kazan dairesinin içinde diri diri yaktılar. Çok da güzel yaptılar. Bu şekilde belki evlatlarının intikamını almış oldular kendilerince. Ama bilmiyorlardı ki asıl intikam yeminini Freddy etmişti. Yakılırken şöyle bağırdı: "SİZE BİR KAMYON YEMİN İÇERİM Kİ, BU ÖLÜM SİZİN SONUNUZUN BAŞLANGICI OLACAKTIR!". 
Çılgın Alevler Freddy'i Coşturuyor
BİR İKİ FREDDY SENİN İÇİN GELDİ...
Freddy Krueger ölümünden bir süre sonra mahalleye bir huzur salınmıştı. Kuşlar cıvıldıyor, insanlar kaynaşıyor, herkes poposuna papatya kaçmışcasına gülümsüyordu. Bu durum pek fazla sürmeyecekti. Çünkü kurbanların aileleri Freddy'i ateşe vererek fiziksel formunu belki dünya üzerinden temizlemeye başarmıştı. Ama ruhunu 3.boyuta göndermişlerdi. Freddy insanları uykularında, rüyalarında avlayan bir vengeful ghost haline dönüşmüştü. Kısacası göt kesmek adına ettiği yeminleri gerçekleştirmek için bundan daha iyi bir fırsat bulamayacaktı kendisine.

Geri dönüşünden sonra Freddy'i yanık derisiyle görüyoruz. Ciddi anlamda iğrenç bir görüntüsü olmakla beraber son derece akılda kalıcı ve başarılı bir modelleme olduğu konusunda lütfen hemfikir olalım. Karakter bütünüyle düşünüldüğü zaman bundan daha iyi bir illüstrasyon mümkün değil yapılamazdı diye düşünüyorum. Hele ki kurbanlarının ölmeden önceki son ifadelerini de derisi üzerinde gördüğümüz anlar vardır ki onlar tam ohalıktır. Sakar Şakir'in, Gardırop Fuat'ın şapkasına işediği andaki dehşetle eşdeğerdir benim için.

Bu muhteşem dengeyi tüm Elm Sokağı serisi boyunca gördük. Freddy'nin kahramanlarını uyudukları zaman kabuslarında avlayışı izleyiciye o kadar muhteşem bir şekilde verildi ki, serinin kült olması hiç sürpriz olmadı. Gerek kabuslardaki atmosfer, gerekse Freddy'e zaman zaman verilen apokaliptik hava film serisi ile harika harmanlandı. Çok çok daha güzel bir ayrıntı vardır ki, Freddy Krueger efsanesinin en temel taşıdır belki de.

Freddy, gelmeden önce uyarısını melek tasviri olan küçük kız çocukları ile yapardı. Bu küçük sevimli kız çocukları tertemiz kıyafetleri ile ip atlarlar ve biraz sonra ebenizinkini muhtelif açılardan göreceğinizin haberini şu şarkıyla verirlerdi:

1,2 Freddy is coming for you
3,4 Better lock your door
5,6 Get a crusifix
7,8 Better stay up late
9,10 Never sleep again...


Sıkıntı büyük.

Yazının sonuna gelirken şiddetle tavsiye ediyorum bu seriyi sizlere. Özellikle korku filmlerine gönül verip de Freddy'den bir haber olan adamın ben aklına kusarım. Kimse kusura bakmasın. 80'lerin ortalarından beridir hayatımızda olan ve tüm dünyanın en büyük korku klişelerinden biri olarak gördüğü bu nostaljik sapkının mutlaka en az bir filmini izlemelisiniz arkadaşlarım. Benim favorimi soracak olursanız eğer ben en çok dördüncü filmi seviyorum. Aklınızın bir köşesinde kalsın. Kendisini bu denli hakkıyla canlandırıp, hayat veren Robert Englund'a da bir ayağa kalkıp, ön ilikleyip selam verin. Artık ufaktan uzuyorum. Esen kalın, UYANIK OLUN!

Sevgiler.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder